Bursa’da çeyrek yüzyıllık bir geçmişi olan matbaa malzemeleri tedarikçisi, baskı öncesi çözüm ortağı ve hubergroup Güney Marmara Bayii Basım Teknik’te bir Huber renk laboratuvarı kuruldu. Firma aynı zamanda CtP kalıp pozlama hizmetine de başladı.
(Bursa) Bursa’nın önde gelen matbaa malzemeleri tedarikçisi ve film ve kalıpta reprodüksiyon hizmeti veren Basım Teknik, halen hubergroup Türkiye’nin Güney Marmara Bayii olarak da faaliyet gösteriyor. Güney Marmara’dan Kocaeli ve Eskişehir’e kadar uzanan bir bölgedeki matbaaların özel renk ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle Basım Teknik’te bir Huber renk laboratuvarı kuruldu. Firma aynı zamanda ikinci el bir Cron UVP4664EX CtP ve Glunz Jensen banyo makinesi ilavesiyle baskı öncesi hizmetlerine CtP kalıp pozlamayı da ekledi.
Basım Teknik’in Selamet Mahallesi’ndeki binasında firma sahibi Mustafa Cerit ile büyüme ve yatırım sürecini konuştuk.
Basım Teknik’in hikayesini başından itibaren özetler misiniz?
Yaklaşık 25 yıl önce Uluyol’da Takunyacılar Sokak’ta Basım Teknik’i kurduk. Tekstil sektöründeki desinatörlere, matbaacılara ve gazetecilere baskı öncesi film çıkış hizmeti veriyorduk. Belli bir süre Şakir Bey ile ortaklığımız vardı. Ortaklığı 1997 yılında bitirdik ve tek başımıza elimizden gelen film ve kalıp pozlama hizmetlerini verdik. Matbaaların gelişmesi ve çok renkli makinelerin girmesi sürecinde güzel bir çıkış süreci yakaladık.
Teknoloji sürekli değişiyor ve her beş yılda bir kendimizi yenilememiz gerekiyor. Bir arkadaşım, ‘Üç beş yıla kadar şu gördüğün makinelerin hepsi enkaz olacak’ diyor. Teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bazen geç kalmış oluyoruz, bazen herkesten önce hareket ediyoruz ama kolay değil. Bursa büyük şehirlerin ortasında kalan, herkesin uğrak yeri bir geçiş noktası olduğundan ciddi rekabet oluşuyor. Burada bir şeyler yapmak isteyen firmalar fiyatları mümkün olduğu kadar dibe çekmeye çalışıyorlar.
Bu süreçte ambalaj sektörünün Bursa’da kısıtlı olduğunu gözlemledik ve ambalaj sektörünün önünü açmak için burada mürekkep laboratuvarı kurmamız gerektiğini düşündük. Çünkü İstanbul’dan getirtmek zaman alıyor. hubergroup’un desteğiyle laboratuvarımızı kurduk.
Kaç yıldır hubergroup ile çalışıyorsunuz?
2002’den beri hubergroup bayiliği yapıyoruz. hubergroup buradaki müşterilerimize destek olmak, onların yanında olmak adına büyük fedakârlık yaptı. Şu anda laboratuvarın verimliliği istediğimiz düzeyde değil ama bu geleceğe yatırım. Matbaacılar yaş numune veya daha önce bastıkları işin numunesini getiriyorlar ve bir saat içinde rengi hazırlayıp veriyoruz. Kendimizi geliştirmeyi ve konvansiyonel özel renklerin yanı sıra UV mürekkepleri de temin etmeyi hedefliyoruz.
Ne kadar mesafe kaydettiniz?
Aylık en az 1 ton özel renk üretimini hedefliyoruz. Şu anda 500 kg kadar üretiyoruz. İstanbul kadar talep yok. Ekonominin durgun olmasının etkisi de var. Ama Bursa’da henüz o seviyede kullanım yok.
Hedeflediğiniz coğrafya nereleri kapsıyor?
Bursa ve çevresini… Kocaeli, Yalova, Eskişehir, Balıkesir gibi Marmara’nın alt bölgelerine gidiyoruz. Biraz daha çok çalışmamız ve hızlı gitmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Bursa’da ambalaj sektörünün son birkaç yıldaki profilini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ambalaj Bursa’da tüketimi çok ama üretimi az bir konumda. Bunun sebebi İstanbul, İzmir gibi çevre illerin bizden daha ileride olması. Sektörde gördüğümüz şu ki branşlaşmak gerekiyor. ‘Ben hem broşür, kartvizit basarım, hem ambalaj üretirim’ diyerek olmuyor. Büyük markalar ambalaja daha ciddi yatırımlar yapmaya başladılar. Bu konuda umutluyuz. Drupa fuarında da etiket ve ambalajın, dijitalin önünün açık olduğunu gördük.
Bursa’da kaç etiket ve ambalaj matbaası var?
On kadar etiket firması var. Ambalaja yeni girmeye çalışanlar var. Bünyesine kutu kesim makineleri vb. alarak ambalaja yönelenler var. Matbaalarda 55 – 60 çok renkli makine var ama belki 15 – 20’si ambalajda kullanılabilir.
Ambalaj göründüğü kadar kolay değil. Hacimli, meşakkatli bir iş ve kârlılığı da yüksek değil. Ama gelişme var ve sektör için çözüm ambalaj. Bursa gelişmekte olan bir sanayi şehri ve bu da ambalajı ön plana çıkaracak. Biz ekipmanımızı ve kendimizi geliştirdiğimiz zaman inanıyorum ki İzmir’in ve İstanbul’un aldığı işleri tekrar Bursa’ya kazandıracağız.
Basım Teknik’in portföyünde neler var?
Malzeme ve kalıp satıyoruz. Çok az miktarda da olsa film çıkış hizmeti veriyoruz. Daha çok tekstil sektörü kullanıyor. Bir arkadaşımız zordaydı ve onun makinesini alarak CtP hizmetine de girdik. Hem arkadaşımıza yardımcı olmak, hem de kendimize yeni bir kulvar açmak istiyoruz. Eskisi gibi değil, kârlar düşük, rekabet had safhada. 15 Temmuz’dan sonra işler azaldı ve döviz kurları da sürekli yükselişte. Böyle bir süreç var.
Bir toplantı salonunuz var; burada eğitimler düzenliyor musunuz?
Ink Academy’nin Bursa eğitimleri burada veriliyor. Biz kendimiz de eğitimler düzenliyoruz. Senede müşterilerin ihtiyacına göre bir veya iki eğitim toplantımız oluyor. Bu sene de eğitimler devam edecek. Biz Basım Teknik olarak etiket, ambalaj, matbaa, gazete, serigraf sektörlerinde, tekstilin parça baskı yapılan kesiminde varız.
Bütün malzemeleri temin ediyor musunuz?
Huber, Matkim, Teknova, Bak-On gibi firmaların ürünlerini temin ediyoruz. Müşteriler alıştıkları ürünleri kullanmak istiyorlar. Bu yüzden birbirine rakip markaların ürünlerini de temin etmek durumunda kalıyoruz. İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek zor. Birini satmazsak, zaten dar olan pazarımızda kayıplar oluşuyor. On kişilik bir kadromuz var. Sabit giderleri olan bizim gibi firmalar için masrafları karşılamak ve kârlı iş yapmak kolay bir süreç değil.
Serigraf ipeği de getiriyoruz.
CtP hizmeti vermeye başlayınca servis vermek durumunda kalacaksınız. Ayda ne kadar kalıp tüketeceğinizi öngörüyorsunuz?
Servisimiz var. Aynı işi yapan meslektaşlarımız ayda 8 – 10 bin bandında çalıştıklarını, zaman zaman 12 – 13 bin bandına çıktıklarını söylüyorlar. Biz de sanıyorum o miktarlarda iş yaparız.
Bursa’da matbaaların çoğunda CtP yok, değil mi?
Büyüklerde var. Biliyorsunuz teknolojik makineler bazen durabiliyor. Arıza oluyor. Müşterimizin takıldığı noktada onun yanında olmak ve bunun artılarından faydalanmak istiyoruz.
Bulunduğunuz bina tümüyle sizin mi?
Evet. Yedi sene önce yeni binamızı aldık ve restore ederek bir yıl kadar sonra taşındık. Üç buçuk kat; her katı 350 metre; üst kat 366 metre kare. Alanımız büyük. Burada başka birçok şey yapmayı planladık. İş yerimizi büyütmeden önce daha lezzetli ve çok daha kaliteli ticaret yapıyorduk; iş yerimizi büyütelim, eğitim salonları açalım, işimizi genişletelim diye düşündük ama samimiyetle söylüyorum; iş yerimiz büyüdü; işimiz küçüldü.
Ama bu sadece Türkiye ile ilgili değil, dünyada da ekonomik sorunlar var. Türkiye’nin kendine özgü handikapları var.
Dijital konusunda planınız var mı?
Dijitale yatırım planımız yok. İşimizi doğru yapmaya çalışıyoruz. Bu işletmeyi rayına oturttuktan sonra sektör dışında bir iş alanına daha girmeyi düşünüyoruz.