Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmaması yılda milyarlarca liranın çöpe atılmasına neden oluyor. Ülkemizde yıllık 6 milyon ton ambalaj atığının sadece 2 milyon tonu kaynağında ayrıştırılırken, geri dönüşüme kazandırılamayan atıklar yüzünden ise yılda 5 milyar lirayı toprağa gömüyoruz.
(İstanbul) İstanbul Sanayi Odası (İSO) 26. Grup Kağıt, Kağıt Ürünleri Sanayii Meslek Komitesi ve Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) iş birliğiyle düzenlenen ‘Kağıt Ambalaj Çözümleri Semineri’ 25 Ekim 2018 tarihinde İstanbul Sanayi Odası’nda gerçekleşti.
Seminerin açılışında konuşan OMÜD Başkanı Mehmet Nuri Görenoğlu, “Dijital ortama geçilmesiyle, kağıt önemini yitiriyor gibi görünmekle birlikte ambalaj malzemesi olarak önemini korumaya devam ediyor. Sürdürülebilir, doğayla dost bir malzeme olması nedeniyle de diğer alternatif ambalaj malzemelerine göre uzun yıllar kullanılmaya devam edeceği öngörülüyor. Özellikle son tüketicide çevreye olan duyarlılığın artması ile kağıt, yıllarca önemini sürdürecek”diyor.
‘Kağıt atıklar çöp değildir, sanayinin ham maddesidir’
Kağıt sanayiinde 2010-2017 arasında üretimin % 101,9 arttığına değinen Görenoğlu, özetle şu bilgileri veriyor: “Kağıt sanayinde en yüksek katma değer % 40,5 ile oluklu kağıt ve karton ile mamulleri alt sektörü yaratıyor. En yüksek tüketim % 44 ile oluklu mukavva ürünlerinde. 2017 rakamları ile Türkiye’de 2 milyon 800 bin ton oluklu mukavva kağıdı ve yaklaşık 1 milyon 180 bin ton karton kağıdı tüketildi. Oluklu mukavva üretiminde ve karton ambalaj üretiminde Avrupa’da 5. büyük ülke konumundayız. Sektörün ham madde ihtiyacının % 80’inin, geri dönüşümden elde ediyoruz. Kağıt atıklarının çöp olmadığını ve sanayimizin ham maddesi’ olduğunu hatırlatmakta yarar var.”
Kağıt ve kutu fiyatlarında artış sürecek
Çukurova Kağıt ve Ambalaj Grubu Genel Müdürü ve OMÜD Yönetim Kurulu Üyesi İsa Doğanlı, oluklu mukavva sektörü olarak fiyat artışlarını, müşterilere açıklamakta zorlandıklarına işaret ederek, “Karton kutu fiyatları, ilk 8 ayda % 33 artış gösterdi” diyor ve şöyle devam ediyor. “Aynı dönemde dolar % 73, avro % 69, ham madde fiyatları ise % 32 oranında arttı. Bazı müşteriler kağıt fiyatlarındaki artışın sadece kur artışına bağlı olduğunu düşünüp ‘Kurlar düştü, kutu fiyatı neden düşmüyor’ diye soruyor. Oysa kurların artışı kağıt fiyatını artıran veya düşüren tek faktör değildir. Enerji ve kağıt atık fiyatı, kağıt fiyatını daha çok etkiliyor. Üretimde kullanılan kimyasal maddelerin maliyetleri de önemlidir. Artan maliyetler, gecikerek de olsa kağıt ve kutu fiyatlarını artırmaya devam edecek. ”
Seminerde konuşan Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alican Duran, ambalaj sektörünün dünyada 670 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu vurgulayarak kağıt ve karton ambalajın bu büyüklük içerisinde % 31 paya sahip olduğunu dile getiriyor. Duran, “Gelecek 5 yıl içerisinde Avrupa’da kağıt ve karton ambalaj tüketiminin 367 bin ton artması, bunun % 40’ının ise Türkiye’den geleceği öngörülüyor. Ayrıca önümüzdeki 10 yılda dijitalleşmeyle birlikte ambalaj trendleri de değişecek. Yeni jenerasyon tüketici açısından fiyat değil, sürdürülebilir özelliği birinci sırada. Bu nedenle kağıt ve karton ambalajın çevreci özelliklerini kamuoyunda iyi anlatmalıyız” diyor.
Atıklar kaynağında ayrı toplanırsa ithalata gerek kalmayacak
Türkiye’de kişi başı günlük atık üretiminin 1 kg civarında olduğunu kaydeden Dönkasan Genel Müdürü Murat Kayhan Ural ise konuşmasında, geri dönüşümün Türkiye ekonomisi açısından önemine dikkat çekerek şöyle diyor: “Yıllık bazda 30 milyon ton evsel atık oluşmaktadır. Yıllık olarak oluşan 6 milyon ton ambalaj atığının, yaklaşık 2 milyon tonu kaynağında ayrı toplanabiliyor. Toprağa gömülen ambalaj atığının miktarı ise 4.8 milyon ton. Toprağa gömülen atıkların ekonomik değerine bakarsak; 4 milyar TL’lik bir büyüklük sözkonusu. Bu atıkların toplanmasının ve gömülmesinin kamuya maliyeti 1 milyar lira, ülke ekonomisinin yıllık kaybı ise 5 milyar lira. Dolayısıyla eğer ambalaj atıklarını kaynağında toplamayı başarabilirsek yıllık 750 bin tonluk atık kağıt ithalatına da gerek kalmayacak.”
İBB Gıda Tarım ve Hayvancılık Daire Başkanı Bayram Ali Çakıroğlu da, dünyada gıdada kayıp ve zayiatın 1.3 milyar ton olduğunu, bunun maddi karşılığının ise 1 trilyon doları bulduğuna işaret ediyor. Türkiye’de ise en büyük kaybın % 48 ile meyve ve sebzede gerçekleştiğine değinen Çakıroğlu, ekliyor: “Gıdadaki zayiat oranı, ister istemez maliyet olarak piyasaya sürülen ürünün etiketine yansıyor.”