Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) Yönetim Kurulu’nun Komori’nin Tokyo yakınlarındaki Tsukuba Fabrikasına yaptığı gezi KASAD’ın 3. Uzakdoğu gezisi olarak geride kaldı. Komori ve Komori’nin Türkiye, Azarbaycan ve Gürcistan temsilcisi Aras Grup davet ve organizasyonunda gerçekleştirilen bu etkinlikte KASAD Başkanı Alican Duran’dan geziye ve Türk karton ambalaj sektörüne ilişkin değerlendirmelerini aldık.
- Alican Bey. Dünyanın geldiği nokta itibarıyla, belki bir süre sonra bir eşik olarak adlandırılacak bir döneme giriyoruz. Bu dönemin Türk karton ambalaj sektörü için avantaj ve dezavantajları neler?
Zor bir ortamında olduğumuz aşikâr. Avrupa’nın resesyonda olduğu bir dönemdeyiz. Ülkemizin ekonomisi de çok iyi değil. Dolayısıyla zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz. 2025 ile dünyadaki ekonomik kurallar değişmeye başladı ve bu konjonktürde çok bilinmez var. Tüm dünya için zor ama bizim için daha da zor bir dönem. Bilemediğimiz birçok parametre ile karşı karşıyayız ama unutmamak lazım ki her kriz bir fırsattır. Mesela şu anda Amerika’nın yüksek tarifeleri Türkiye için şans olabilir. Eğer burada kendi yerimizi bulabilirsek, ihracatta, en azından Avrupa canlanana kadar bu dönemde Amerika’da çok ciddi bir ilerleme sağlayabilir. Her zaman dediğimiz gibi Amerika çok büyük bir pazar. Bundan 5 sene önce ben bunu söylerken o zaman bir hayal gibi gözüküyordu. Amerika ihracat yaptığımız ilk 10 ülke içinde yoktu. Şu anda Amerika ikinci sırada ve biraz daha şanslı olur ve daha akıllı işler yapabilirsek çok rahat birinci sıraya çıkabilir. O yüzden bizim şu anda bu krizden fırsat çıkararak Uzakdoğu’nun yerine kendimizi karton ambalajda tedarikçi olarak Amerika’ya yerleştirmemiz lazım.
- Sizin hep Amerika pazarının büyüklüğünü vurgulayarak oraya tek başımıza hitap etmemiz yerine iş birliği içinde hareket etmeliyiz diyorsunuz. Bu konuda durum nedir, bir adım atıldı mı, neler yapıyorsunuz?
İstanbul İhracatçılar Birliği şemsiyesi altında bir URGE kurduk (Uluslararası Rekabeti Geliştirme Grubu). Burada 18 KASAD üyesi var. İki ay önce Amerika’dan 6 müşteri ağırladık. Burada toplantılar yaptık, fabrikaları gezdiler. Bazı firmalarımız bunlarla çalışmaya başladılar. Mayıs ayında tekrar bir grup gelecek ve ondan sonra da Eylül ayı gibi de biz Amerika’ya bir ziyaret planlıyoruz. Yani şu anda çok hızlı bir şekilde Uzakdoğu’nun iş yaptığı Amerika’ya karton ambalaj satmaya çalışıyoruz. Kendimizi tanıtmaya, duyurmaya çalışıyoruz. Kolay bir iş değil ama başarmak için elimizden geleni yapıyoruz.
- Özellikle büyük pazarlara dönük olarak birkaç işletmenin bir araya gelip cevap vermesi çerçevesinde, standardizasyon için yaptığınız bir şey var mı, olası sorunlar nasıl aşılıyor?
Artık şirketlerimiz ihracat kabiliyetlerine sahipler ve bu konular zaten aşıldı. İhracatı ben herkese tavsiye ederim ama her firmanın olgunluk derecesi aynı değil. Dolayısıyla herkesin kendine göre bir segmentte başlamasını tavsiye ederim. Çünkü hazır olmadığımızda hem kendi adımıza hem ülkemiz adına negatif bir iz bırakıyoruz. Bunu temizlemek sonra daha zor oluyor. O yüzden çiğneyebileceğimizden büyük lokmayı yutmamaya çalışmakta fayda var.
- Trump faktörü konusunda ne düşünüyorsunuz, sonuç olarak ekonomiyi çok etkileyen bir durum…
Uluslararası ilişkiler uzun yıllardır diplomatik bir zarafetle yürütülüyordu. Ama Trump geldiğinden beri işler biraz değişti. Dünyanın lider devletinin bu kadar hesapsız kitapsız davranıyor olması mantıklı gelmiyor bana. Mutlaka bir denge bulunacaktır. Bir tarifi açıklıyor sonra bunu 90 güne erteledim falan diyor. Bunlar dünyada görmeye alışkın olduğumuz şeyler değil. Şahin liderlerden sonra güvercin liderler, sonra tekrar şahinler gelir. Tarih, insanlar hep böyle olmuş yani zaten bugünlerin ne olduğunu anlamak isteyenlere. Ben çok ciddi tarih okumasını öneririm.
- Dünya piyasaları halen dolarla dönüyor. Banka sistemi buna bağlı. Rusya’ya yaptırımlar bu çerçevede. Bu arada Çin’in yeni bir parasal sistem oturtmaya çalıştığı söyleniyor. 200 ülkede de bunun altyapısını kurduğuna ilişkin birtakım söylemler var. Bu konuya bakış açımız nedir?
Çin gerçekten sessiz bir güç. Bunu artık herkesin kabul etmesi lazım. Yani 20 yıl önceki ucuz iş yapan ülkeyi unutun. Çin şu anda dünyadan 20 sene ilerde yaşıyor. Yani bugün Şanghay gibi kentlere gittiğinizde görüyorsunuz, çok ilerlemiş durumdalar. Borçları yok, dünyada bir sürü liman aldılar. Değerli madenler ellerinde. Bizim sektörümüzde, karton ambalajda dünya devi hâlindeler. Kurdukları her makine bir milyon ton civarı üretim yapıyor. Bu bir Almanya kadar ya da dördüncü büyük Türkiye’den %50 daha fazla. O yüzden bugün gerçekten devasa bir güç. Bu şekildeki ekonomik savaşlarda herkes kaybeder. Bu yüzden bir şekilde konsensus sağlanması her ülke için yararlı olacaktır.
“Komori’nin GX karton ambalaj makinesi, performansıyla fark yaratabilecek güzel bir makine”
- KASAD olarak Japonya’ya bu ilk organizasyon sanıyorum, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, Japonya’ya ilk defa geldik. Ama yıllar önce bir KASAD organizasyonu ile Kore’ye gidilmiş. Bir de Süleyman Bey’in başkanlığı döneminde Şanghay organizasyonumuz var. Yani bu KASAD’ın Uzakdoğu’ya üçüncü organizasyonu.
Bu etkinliği gerçekleştirip, burada bulunmaktan mutluyuz. Aras Grup’a ve Komori Corporation’a bizi kabul ettikleri için çok teşekkür ediyoruz. Hem Türk Japon ilişkileri için hem karton ambalajın pekişmesi açısından çok güzel oldu. Yönetim Kurulumuz Komori’nin son teknolojilerini gördü. Sonuçta yatırım yapmak bizim işimizin doğasında var. Zaman ve gelişen teknoloji geride kalmanıza izin vermiyor. Burada gördüklerimiz üyelerimizle de paylaşacağız. O yüzden bence genel olarak çok başarılı, çok doğru bir gezi oldu.
- Bu gezide en çok öne çıkan, dikkatinizi çeken ne oldu?
Komori’nin GX karton ambalaj makinesi, performansıyla fark yaratabilecek güzel bir makine, en çok dikkatimi çeken o oldu. Yakında ticarileşecekmiş, o zaman değerlendireceğiz.