Nova Baskı Sistemleri’nden Sabri Dizmen ve Öncü Güyer
Türkiye’den gelen ziyaretçilerin profilinde bir değişiklik algıladınız mı?
Sabri Dizmen: Profil değişikliğinden çok, baskı öncesi sektöründen tanıdığım bazı kişilerin son drupa ziyaretleri gibi bir hisse kapıldım. Ya kendilerini dijitale atacaklar ya da bir daha gelmeyecekler…
Öncü Güyer: Fuarda amacımız Türk baskı sektörüne Xeikon’u daha da iyi tanıtabilmek için birbirimize destek olmak. Xeikon’da ciddi bir potansiyel var; sadece bunun üstünde çalışmamız gerekiyor. Özellikle ticari ofset matbaalar için çok ciddi çözümleri var. Fakat bunların formülleri üstünde çalışmamız gerekiyor. Ondan sonra birçok insan Xeikon’un bambaşka bir platform olduğunu anlayacak.
Özellikle 50 x 70 ebatta Xeikon inanılmaz uygun çözümler sunuyor. Ticari matbaalardan birçok ziyaretçimiz, drupa’ya ilk dijital yatırımlarını yapmak için geldi. Dijitale nasıl gireceklerini soran ziyaretçilere yol göstermeye çalışıyoruz. Dijital yatırımını iki üç yıl önce yapanları sektör başka bir yere götürdü. Bana göre Xeikon onların büyümeleri için tam olarak uygun bir sistem. Bugün 70 x 100 makinesini yedeklemek isteyenler, örneğin 2010 model dört renk bir makineye en az 200 bin avro vermek durumunda. Onlara, – transaksiyonel pazarı dahil – yepyeni iş olanakları açacak çözümlerimiz, seçeneklerimiz olduğunu gösteriyoruz.
Türkiye’de tedarikçilerin ya da onların en önemli müşterileri arasında yer alan süpermarket zincirlerinin, birçok büyük müşterilerin elinde, herkesin alışkanlıklarına göre basılı reklam / promosyon malzemeleri, broşür ve kataloglar basılıp gönderilmesini sağlayacak veritabanı mevcut değil; dolayısıyla dijitalin kişiselleştirme avantajı yeterince kullanılamıyor; bu handikap nasıl aşılabilir?
Ö. Güyer: Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen firmalar hariç, baskı sektöründe böyle bir altyapı yok. Müşteri tarafında da başka dinamikler devreye giriyor. Birincisi, sizinle verilerini niye paylaşsınlar? Paylaşacak olanların kendi hedefleri nedir? Dolayısıyla matbaaların müşterilerine, onlar için neler yapabileceğimizi projelendirip sunabiliyor olmaları lazım. Böyle planları olan müşterilere destek için buradayız. Xeikon burada en optimum makineyi sunuyor. Yani tabaka çözümlerinin üstünü, inkjet veb baskı makinelerinin altını daha iyi dolduracak bir çözüm göremiyorum. Xeikon her ikisinin arasında, en uygun çözümleri sunuyor.
Bazı maliyet çalışmalarını yaptık, biz fuar sonrası için çok ümitliyiz. Xeikon drupa’dan sonra Türkiye’de yeni bir adım atabilir. Bir de Xeikon tek amaçlı makine değil, aynı sistemi etiket baskısında da kullanabiliyorsun, tabaka ve karton baskısında da kullanabiliyorsun. Xeikon 550 mikron kalınlıkta baskı yapıyor. Bugün biliyorsunuz hiçbir tek kazanlı ofset baskı makinesi 400 mikronu geçemez. En meşhurları bile. Burada bir dijital 550 mikronu basabiliyor. Ben aynı yerde, primer uygulamadan 170 gram kuşeye baskı yapıyorum. Şimdi lakları konuştuk, lakımı atacağım bitecek. Ekstra bir maliyeti de yok. Dolayıyla ben burada üstünde çalışınca güzel sonuçlar alınabileceğini gördüm.
Burada en önemli şey, Xeikon’da basılacak malzemeye herhangi baskı altı astar, primer atmadan, normal kağıda baskı yapabiliyor olması. Bundan daha büyük lüks ne olabilir? Tabakadan daha ucuz bobin kağıda baskı yapıyor, fire yok, daha ne olsun? Burada fırsatlar var ve işini değiştirmek, geliştirmek isteyenler için Xeikon güzel bir çözüm.
Trillium’un Xeikon 8000 serisinden ayrıldığı temel nokta nedir?
Y. Araser: Tonerimizin partikül büyüklüğü 5-5,5 mikrondan 2,5 mikrona düştü. Hızın artışındaki en büyük etkenlerden biri toner partikül büyüklüğü. Onu doğru yerleştirmek için kullandığımız teknolojiye Tonnik diyoruz. Bu kimilerinin söylediği gibi sıvı toner değil, inkjet ya da roket teknolojisi değil. Kullandığımız toneri farklılaştırdık. Hızı artırmamızdaki teknik engelleri aşmamızın yolu Tonnik kullanmamızdan geçiyor. Elimizi daraltmadan hızlanmanın yolunu bulduk.
“Arayış drupası”
Fuarın genel bir değerlendirmesini yapabilir misiniz? Mesela bu drupa’ya ne ad vereceğiz?
Ö. Güyer: Arayış drupası… Sektörde kalacak mıyım, gidecek miyim drupası diyebiliriz. Yani son drupam mı? Sabri Bey’in baskı öncesi CtP hizmetleri verenler için söylediklerini biraz daha geliştireyim. Bu bir ‘Arayış drupası’.
S. Dizmen: Mesela stantta bir kenarda CTP’ler duruyor. Ne soran, ne ilgilenen var. Diğerlerinde de çok farklı olduğunu sanmıyorum. CTP’yi bu şekilde gören insanlar da zaten durumu anlıyorlar. Bir sonraki drupa’da böyle bir şey olmayacak. Belki ofset baskı makineleri de olmayacak; ya dijital ya da dijitali tamamlayacak ürünler olacak.
Ö. Güyer: Evet, arayış drupası. Bir de mutfaklar değişecek diyelim. Şimdi ayda 3000 kalıp atan firma ortalama 700-750 iş basıyor demektir; bunu 5000’e nasıl çıkartacağını düşünmek zorunda kalıyor. Hızlı teslimatlar, düşük tiraj falan eğilimleri dolayısıyla herkes mutfağını tekrar gözden geçirecek. Mavi yakalıdan beyaz yakalıya bir geçiş olacak. Başka türlü hayatta hayatta kalamazlar.
Küçük matbaalardan ziyaretçiler geldi mi?
Y: Araser: Dijital, küçükleri esnek davranabilecek matbaacıları da buraya çekiyor. Benim gördüğüm onlar büyüklerden çok daha önce dijitalin evriminin, dijitalin geleceğinin ne olacağını görmüş vaziyetteler ama güçleri yok. Ona güçleri yetmediği için şu anda sadece fikir hazırlığı yapar vaziyetteler.
Mesela Anadolu’da bir ilçede iki matbaa düşünün en fazla 1 – 2 üniteli makineleri, 4 ya da 5 çalışanları vardır. Baskının hazırlığını, kalıbını kendisi yapamıyor. CTP’si yok. Ama onun yerine 80, 100 bin TL ödeyerek 33, 34 cm boyunda baskı yapan bir dijital makine alsa bütün maliyetleri aşağıya düşecek; yaptığı işi daha iyi yapacak ama bu cesarete, bu bilgiye sahip değil; o kritik adımı atmanın tedirginliğini aşamadılar.
Ö. Güyer: Aşamazlar. Çünkü zaten baskı öncesini bilmiyorlar. Bu makineleri dijital ortamı bilmeyen bir insanı çalıştırma şansı yok. Onların Xeikon’a gelmeleri için önlerinde uzun bir mesafe var.
Y. Araser: Kesinlikle arayış içindeler, şimdi ne yöne gideceklerinin arayışı içindeler. Herhangi bir Xeikon’u verdiğiniz zaman Xeikon size IPDS veriyor.
Dijitalin pazar payı artışı nasıl devam edecek?
Ö. Güyer: Her sene iki rakamlı artışlar en az 2020’ye kadar devam eder. Topkapı dahil, inanılmaz bir dönüşüm var. Ama insanlar kendilerini doğru yere konumlandıramıyorlar; teknolojiler bazılarının kafalarını karıştırıyor. Halbuki her teknolojinin belli bir ihtiyaca hitap ettiği çok açık. Doğru çözümü ihtiyacını, planınız, projeniz belirler. Siz şimdi şurada ki herhangi bir Xeikon u aldığınız zaman Xeikon size IPDS veriyor. AFP tabanlı çalışma imkânı veriyor. Şimdi böyle bir hibrit çözümü ne kadara mal edebilirsiniz? Siz nasıl bir proje geliştiriyorsunuz? Bunlar birbiriyle bağlantılı sorular…
Hep baskının biçim değiştirdiğini söylüyoruz; sektördeki insan niteliğinin de değişmesi gerekli değil mi?
Ö. Güyer: Beyaz yakalıya dönüş olacak. Akıllı kağıtlar diyoruz. Akıllı kağıt ne demek; kağıt iletişimde hangi rolü üstleniyor? Kendimizden düşünelim. Bize promosyon e-mailleri geliyor. Kim okuyor? Herkes siliyor. Bir sürü SMS siliyoruz. Demek ki iletişimde akıl çağındayız. Onun üstüne çalışan firmalar kârlarını daha da artıracaklar. Statik çalışanlar maalesef fiyat erozyonunda kaybolup gidecekler. Artık matbaalar o akıllı sayfaların içine nasıl gireceğini bulmalılar.
Sabri Dizmen (Nova Baskı Sistemleri),“İş ortaklıklarımız olabilir”
Nova cephesinde neler var. Diğer temsilciliklerinizde durum nedir?
S. Dizmen: Agfa tarafında değişiklik var. Bazı konularda yerimizi Matset aldı. Biz de buna uyum sağlamak durumundayız. Ama ileriye devam edebilmek için ne yapabiliriz diye düşündük. Öncü de çok uzun zamandan beri arkadaşımdı. Güzel fikirleri var. Bu piyasayı bizden çok daha iyi biliyor. İyi şeyler çıkabilir diye bize ümit verdi. Sadece Xeikon açısından demiyorum, genelde şirkete bir hava getireceğini ve yapımıza katkıları olacağını düşünüyorum. Şirketimizdeki eksikliklerden biri buydu. Bundan sonrasının daha iyi gideceğini düşünüyorum. Birçok açıdan iyi ve başarılı firmalarla çalışıyoruz. Agfa konusuna takılmak istemiyoruz. Herkes aldığı kararların sonuçlarını görecektir. Biz yolumuza devam ediyoruz.
Öncü Bey’in konumu ne olacak?
S. Dizmen: Satış Danışmanı olarak yararlanıyoruz. Yalnız satışla ilgili her konu, tabii ki bu her an değişebilir. İlk incelemede kimin ne olduğu konusunda bir izleme pozisyonunda olacak. Ama bir taraftan da satışlara başladı zaten. Birçok şeyden sorumlu olacağını söyleyebilirim. Çok daha farklı bir titri de olabilir.
Nova’nın diğer temsilcilikleri ile ilgili bir değerlendirme yapmak ister misiniz?
Digital Information firmamızla Ertem Basım ile çalıştık, moral de bulduk. Çok hızlı bir şekilde geri dönüşler olduğunu gördük. Mürekkep bilgilerinin transferi, linerizasyonu ve optimizasyonu ilgili olarak, çok hızlı bir süre ve fire azaltma gibi sonuçlar alındı. Bütün makinelerinde şu anda mevcut, bir tek Heildelberg makineleri kaldı.
Veb baskı makinelerine mi uyguladınız?
S. Dizmen: Evet. Ve sonuçların çok çabuk alındığını gördük. Proje devam edecek gibi gözüküyor. Sanıyorum başka duyanlar da var. Bu benim için biraz sürpriz oldu. Digital Information cephesinde bir hareketliliğimiz var.
Öncü Bey sayesinde Elitron’da da bir hareketi yakalacağımız görünüyor. Çünkü Xeikon tarafında bir miktar dijitaldeyiz. Ambalaj tarafında özellikle Elitron’da çok güzel bir çözüm var. Onun dışında inkjette ve Agfa’daki kaybımızı kapatmak için bir arayış içindeyiz. Birkaç ay içinde onu bitirmeyi düşünüyoruz. Onu tamamlayıcı olarak yine Elitron’u satmaya devam edeceğiz.
Lenticolor için bir çalışmamız var. Çok eğitimli ve sanatkar bir arkadaşla çalışmaya başladık. Müşterilerimize gerçekten çok kaliteli 3 boyutlu çalışmalar yapmaya başladık. Ürünlerimizi o şekilde tanıtmaya çalışıyoruz. Anlaştığımız bu işi yapacak taze firmalarla iş birliği kurduk. Ve orada da bir artış oldu. Siparişlerimiz bir miktar arttı. Arkadaşımız Daniel de durumdan çok memnun. Herkesi bize yönlendiriyor ve onu çok takdir ediyoruz. Bir çabamız var ve karşılığını da almaya başladık. Sürpriz gelişmeler de olabilir. Hepimizin kendi çapında bazı özel bağlantıları var. Piyasada görüyoruz, üreticilerde iş ortaklıkları, ortaklıklar kurma eğilimi görüyoruz. Genetik anlamda bir birleşme olmuyor ama iş birliğine gidiyorlar. Bizim de böyle iş birliklerimiz olacak sanıyorum.