İstanbul’da düzenlenen Avrasya Ambalaj Fuarı’nda ilk kez yer alan Heidelberg, makine ve ekipmanlarının yanı sıra folyo, laminasyon malzemeleri, soğuk-sıcak yaldız ve hologramlar gibi yenilikçi sarf malzemeleri ile uygulama ve iş modellerini de tanıttı.
Heidelberg Türkiye olarak yaklaşık 20 yıldır Türkiye’de kendi şirketi ile faaliyet gösteren firma, bu yıl 25.’si düzenlenen Avrasya Ambalaj fuarına ilk kez katıldı. Standında geniş bir ekiple ziyaretçilerini karşılayan firmada fuar sohbetlerinin konusu malzeme ve servisin yanı sıra yeni iş modelleriydi. Heidelberg’in ambalaja yönelik baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası makineleri hakkında fikir alışverişi yapılırken, katma değer katan ürün temsilcilikleri; folyolar, laminasyon malzemeleri, soğuk yaldız, sıcak yaldız, hologramlar uygulama örnekleri ile tanıtıldı ve büyük ilgi gördü.
Fuarda, Matbaa Haber’in sorularını Heidelberg Türkiye Genel Müdürü Selkut Engin yanıtladı.
Heidelberg Türkiye olarak Avrasya Ambalaj’a ilk kez katılıyorsunuz. Bu katılımınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fuar müşterilerle buluşma noktası. Burası bir nevi irtibat ofisimiz gibi oldu. Bizim matbaa ve ambalaj için flekso baskı, baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası makinelerimiz herkesçe biliniyor. Ekipmanlarımızın detaylı tanıtımlarını ekrandan gösteriyoruz ama bizim aynı zamanda servisimiz, yedek parçamız, soğuk ve sıcak yaldızlarımız, hologram ürünlerimiz, lakımız, boyamız, kalıbımız ve bir iş modelimiz var. Temsilcisi olduğumuz firmalar var. Onların tanıtımını yapıyoruz.
Matbaanın yaptığı işe değer katan unsurlar; folyolar, laminasyon malzemeleri, soğuk yaldız, sıcak yaldız, hologramları, uygulamaları ile birlikte sergiledik. Farklı özel uygulamalar dikkat çekiyor. Müşterilerimizin projeleri varsa onları konuşuyoruz. Belli servis ve hizmetleri dile getiriyorlar ve beklentileri konuşuyoruz.
Geniş bir ekiple buradayız. Yıllardır Heidelberg’in lokal fuarlar için ayırdığı bir bütçesi yok. Biz Heidelberg Türkiye olarak burada olmamız gerektiğine karar verdik ve katıldık. Yabancı misafirlerimiz de standımızdan çok etkilendiler. Çoğunlukla Orta Doğu Bölgesinden müşteriler var. Yurt içi ve yurt dışı müşterilerimizle bir araya gelebildiğimiz çok güzel bir fuar oldu.
Temsilcilik konusunu biraz açar mısınız?
Heidelberg Türkiye olarak bizim temsilcisi olduğumuz markalar var: Bir yılı aşkın bir süredir yaldız ve folyo gibi özel ürünleri satan bir firmanın temsilciliğini yapıyoruz. Fuarın onları göstermek için iyi bir platform olduğunu düşünüyoruz.
Bu global politika değil, Türkiye’nin politikası. Biz müşteriye A’dan Z’ye matbaada kullandığı tüm malzemeleri vermek, yaptığı işe katma değer sağlamak ve müşterimizle uzun vadeli bir ilişki kurmak istiyoruz. Müşterimizle imzayı attığımızda bizim işimiz başlıyor. Hele hele abonelikte, imza atıyoruz ve en az 5 yıl müşterimizin üretim verimliliğinden dolayısıyla başarısından sorumlu oluyoruz.
Biz makinelerimiz, malzemelerimiz, abonelik sistemimizle ve bu malzemeler ile birlikte bir bütün olarak matbaanın tamamen içinde olmak istiyoruz. Güçlü bir ekibimiz var. Sadece Servis organizasyonumuzla 30’dan fazla eğitimli birey çalışıyor. Heidelberg Türkiye’nin yaklaşık 20 yıllık varoluşu var. Onun bu gücünü piyasada göstermek bu konuda insanlara hizmet vermek istiyoruz.
Son konuşmamızda 80 civarında ünite makine satışı ile hedeflerinizi tutturmuştunuz. Şu anda durum nedir?
Bu yıl, şu ana kadar makine satışında Gallus Flekso baskı makineleri ile birlikte 100 üniteyi geçtik. Bizim mali yılımız 31 Mart 2020’dir. Şu an hedeflerin oldukça üzerindeyiz. Sağ olsunlar müşterilerimiz bize, servisimize ve ürünlerimize güveniyorlar. Ürünlerimizin arkasında duruyoruz ve müşterilerimize en uygun koşullarda yatırım yapmaları için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Müşterimizi rekabetçi kılmak adına, kendimizi onların yerine koyup, iş yerlerini kendi iş yerimiz gibi benimsiyoruz. En iyi koşullarda en doğru malzemeye sahip olmaları için hepimiz çalışıp düşünüyoruz. Müşterilerle bir anlamda empati kurup; ben olsam bu makineyi bu fiyata alır mıyım, bu malzemeyi alır mıydım diye düşünüyoruz. Öyle olunca güven de kazanıyoruz.
Sentez Ambalaj abonelik sisteminde bir yılı dolduruyor. Orada durum nedir?
Abonelik sistemi, geleceğin modeli. Artık dünyada yeni trend abonelik, yani sahipliğin sonu (End of ownership). Abonelik modelinin Sentez Ambalaj özelinde, firmaya çok şey kattığını düşünüyorum. Yaptıkları işlerin performansından, çıktılarından da bu sonucu çok net görebiliyoruz. Her ay düzenli toplantı yapıyoruz. Sentez Ambalaj’ın ekibi ile çok uyumlu bir çalışma içindeyiz. Ekipleri öğrenmeye ve iş birliğine çok açık ve bu sonuçlara da yansıdıkça hepimiz çok mutlu olup sonuçlarla gurur duyuyoruz. Sağ olsun Süleyman Bey, her toplantıda zaten bunu dile getiriyor. Dün fuarda matbaadan teknik bölümdeki arkadaşlar bizi ziyaret ettiler ve bizim teknik ekibimizle kısa bir toplantı yaptılar. Şöyle ki iki makinenin yaptığı işi tek makinede fazlasıyla yapabilir durumdayız. Fazlasıyla performans üretiyoruz.